Sakarya’da Su Kayıplarının Önlenmesi ve Kaynakların Korunması: Yusuf Alemdar’ın Vurgusu
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, 4 Aralık Dünya Su Kayıpları Günü’nde su kayıplarını minimum seviyeye indirmek için yapılan çalışmaları anlattı.
Sakarya’da su kayıplarının azaltılması ve su kaynaklarının korunması adına önemli adımlar atan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, 4 Aralık Dünya Su Kayıpları Günü kapsamında yapılan çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu. Alemdar, “Suya değer veren belediyecilik anlayışıyla hareket ediyoruz ve su kayıplarını en aza indirmek için kararlı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Su Kayıp Oranı Sürekli Düşüyor
Alemdar, SCADA sistemi sayesinde suyun kaynaktan musluğa kadar anbean takibinin yapıldığını ve akustik dinleme yöntemiyle yüzeye çıkmayan arızaların hızla tespit edildiğini belirtti. Bu sayede Sakarya’da su kayıp oranının her geçen gün daha da aşağı seviyelere indirildiğini vurgulayan Alemdar, 8 ay içerisinde 40 bin kişinin içme suyunun korunduğuna dikkat çekti.
Hedef: Su Kayıplarını Minimuma İndirmek
Sakarya’nın su kaynaklarına sahip çıkma ve su israfını engelleme konusunda kararlı olduklarını ifade eden Alemdar, “Su kaybını en aza indirmek için gerekli adımları attık. Kontrolsüz kullanıma müsaade etmeyeceğiz. Akustik dinleme sistemi sayesinde 2024 yılında tespit ettiğimiz su kayıplarıyla 3 milyon 700 bin metreküp su israfını önledik” şeklinde konuştu.
Sapanca Gölü ve Alternatif Su Kaynakları
Alemdar’ın verdiği bilgilere göre, Sakarya’da küresel iklim krizleri ve kuraklık sebebiyle su kaynakları alarm veriyor. Bu nedenle, şehrin en önemli içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nün stresini azaltmak amacıyla alternatif yer altı kaynakları oluşturuluyor. Bu projelerle, gelecek nesillere su kaybı olmadan temiz içme suyu sağlanması hedefleniyor.
Yusuf Alemdar’ın liderliğinde yürütülen bu çalışmalarla, Sakarya’nın su kaynakları korunarak su kayıplarının önüne geçilmesi ve sürdürülebilir bir su politikasının benimsenmesi hedefleniyor. Bu çabalar, gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir çevre bırakma konusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.