news-25112024-192806

Büyükbaş sığırlarımızı verimli bir şekilde besliyorsak, iç parazitlerle mücadeleyi düzenli olarak yapmalıyız. Eğer yapmazsak, hayvanlarımız gelişimlerinde gerileme yaşayabilir ve et ile süt veriminde kayıplar olabilir. Veteriner hekiminizle görüşerek ahırınızda iç parazitlere karşı bir mücadele planı oluşturabilirsiniz. Hatta mümkünse, hekiminizin laboratuvar ortamında parazit teşhisi yapması daha doğru olacaktır.

Enfekte hayvanların erken tespiti için subklinik vakaların belirlenmesi ve tedavi edilmesi önemlidir. Bu şekilde, hayvanların gelişimlerinde oluşabilecek kayıplar önlenebilir. Hedefli seçici tedavi stratejisi, performans, klinik belirtiler, parazit teşhisleri ve hayvan davranışları gibi faktörler doğrultusunda belirli hayvanlara antiparaziter tedavi uygulanmasını içerir.

Bu yöntem sadece hayvan refahını artırmakla kalmaz, aynı zamanda antiparaziter ilaçların aşırı kullanımını engeller ve dirençli parazitlerin yayılmasını önler. Sığırlarda bulunan parazitler genellikle akciğerlerde ve iç organlarda yer alır. Ostertagia, Eimeriabovis ve Dictyocaulus gibi parazit türleri sığırlar için önemlidir.

Mide ve bağırsak parazitleri çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Klinik parazit enfeksiyonları genellikle nadir görülse de, etkileri genellikle sinsi olabilir. Örneğin, hazımsızlık, düşük kilo alımı ve azalan süt üretimi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Akciğer solucanları ise pnömoniye neden olabilir ve hayvanların performansını olumsuz etkileyebilir.

Sığır işletmesi sahipleri, iç parazitlere karşı mücadelede veteriner hekimlerinden destek almalıdır. Bu sayede, işletmenin verimliliği artabilir ve süt ile et üretiminde artış sağlanabilir. Bu nedenle, iç parazitlerle mücadele etmek işletmenizin başarısı için önemli bir adımdır.

Hepinize bereketli bir sezon geçirmenizi dilerim…