Sakarya’nın devasa belediye merkezinde otizm üzerine yapılan bir söyleşiden bahsedeceğim size. Sakarya Üniversitesi Bilim İletişim Ofisi ile Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı iş birliğinde düzenlenen etkinlik, Sosyal Gelişim Merkezi’nde gerçekleşti. Bu can alıcı sohbette, Doç. Dr. Canan Sola Özgüç, toplumda dolaşan yanlış inanışlar ve bilimsel gerçekler üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Katılımcılar da merak ettikleri soruları sorma fırsatı buldu. Otizmli bireylerin gelişim süreçleri, sosyal yaşama katılımları ve ailelerin karşılaştığı zorluklar gibi konular da masaya yatırıldı.
Erken tanının ve aile desteğinin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Özgüç, otizmin genellikle yaşamın ilk yıllarında belirtilerini gösteren bir durum olduğunu belirtti. Bu yüzden, erken teşhis, doğru yönlendirme ve aile desteğinin büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi. Ailelerin, çocuklarında gözlemledikleri belirtileri aile hekimleriyle paylaşmaları gerektiğini ve uygun uzmanlara yönlendirme yapmaları gerektiğini ifade etti. Ayrıca, otizmli çocukların klinik gözlemlere dayalı olarak tanımlanabildiğini ve bu sürecin önemine dikkat çekti.
0-6 yaş arasının önemini vurgulayan Doç. Dr. Özgüç, bu dönemin çocuklar için çok değerli olduğunu belirtti. Bu dönemde çocukların etkileşim ve iletişimi geliştirdiklerinde daha bağımsız olabildiklerini söyledi. Erken müdahalenin önemine de değinen Özgüç, müdahalenin ne kadar erken yapılırsa çocukların bağımsızlaşma sürecinde o kadar ilerleme kaydedebileceğini belirtti. Okullarda otizmli öğrencilerin diğer öğrencilerden farklı algılandığına ve kaynaştırma eğitimlerinde zorluklar yaşandığına dikkat çekti. Bu sebeple, otizmli çocukların durumunun diğer öğrencilere mümkün olduğunca erken anlatılması gerektiğini vurguladı.