news-01122024-121008

Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan ve “eziyet yönetmeliği” olarak adlandırılan düzenlemenin geri çekilmesi talebiyle başlatılan eyleme, aile sağlığı merkezlerinden hizmet alan hastalar da güçlü bir destek veriyor. Hastalar, aile hekimliklerinin sağlık hizmetlerinde hayati bir yer tuttuğunu belirterek, yapılan düzenlemelere tepkilerini dile getirdi.

80 yaşındaki Ayşe Kolan, “Ben seksen yaşındayım. Birçok rahatsızlığım var. Her seferinde hastaneye gitme imkânımız yok. Kolay randevu alamıyoruz. Tek güvencemiz Aile hekimliğimiz, aile Sağlığı merkezimiz. Lütfen Aile hekimlerimizin haklarını ellerinden almayın. Bizleri çok zor durumda bırakırsınız. Rica ediyorum. Aile Hekimlerinin üzerinden ellerinizi çekin. Bilhassa bizim gibi yaşlı ve özürlü insanlar var. Vesaite binip inemiyoruz, hastanelere gidip ilaç yazdıramıyoruz. Her branşa hastaneye gitmemiz mümkün değil ama bu ihtiyaçlarımızı biz aile hekimlerimizle görüyoruz. Lütfen Aile hekimlerinin üzerinden ellerinizi çekin” dedi.

Osman Olgun ise “Vallahi ben Aile Hekimimden çok memnunum. Lütfen Aile hekimlerimize dokunmayın, onların işlerine karışmayın. Çünkü bize en yakın olan Aile Hekimimiz, maalesef yaşımız geçtiği için daha uzaklara gidemiyoruz. Lütfen aile hekimlerimizin salahiyetlerini daha da genişletin lütfen rica ediyorum sizden.” diyerek çağrıda bulundu.

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, mevcut yönetmeliğin hem aile hekimliğinin ruhuna aykırı olduğunu hem de sağlık sisteminde ciddi bir krizi derinleştireceğini söyledi. “Binlerce aile hekimi, ebe, hemşire ve sağlık çalışanı istifa etmek üzere. Yeni yönetmelik, sağlıkta şiddeti artıracak ve nitelikli hizmetin önüne geçecek.” diyen Kandemir, yönetmelikteki düzenlemelere tepki gösterdi: “Sağlık raporlarının aile sağlığı merkezlerinde ücretli verilmesi, hacamat gibi geleneksel tıp uygulamalarının bu merkezlerde yapılması” düzenlemelerin aile hekimliği sisteminin temel işlevi olan koruyucu sağlık hizmetlerini zayıflattığını ifade etti.

Kandemir, aile hekimliği sisteminin düzgün bir şekilde işletildiğinde sağlık sorunlarının yüzde 80-85’inin çözülebileceğini belirterek, “Pandemiden depreme, her kriz anında aile sağlığı merkezlerinin başarısını gördük. Ancak gereksiz iş yükü ve yetersiz düzenlemeler, vatandaşın temel sağlık hizmetine ulaşmasını engelliyor” dedi.

Aile hekimlerinin iş bırakma kararı almasıyla birlikte 5 gün süreyle hastanelerin kapanacağı belirtiliyor. Bu durum, hastaların sağlık hizmetlerine erişimini olumsuz etkileyebilir. Aile hekimlerinin talepleri ve sağlık sistemine yönelik yapılan düzenlemelerin etkileri üzerine sağlık sektöründe daha fazla tartışma bekleniyor. Bu durumda, hastaların hak ettikleri sağlık hizmetlerine erişimlerinde yaşanacak olası aksaklıkların nasıl giderileceği ve sağlık çalışanlarının taleplerinin nasıl karşılanacağı merak konusu. Tüm tarafların ortak bir zeminde buluşarak sağlık sisteminin daha etkin ve verimli bir şekilde işlemesi için çözüm odaklı adımlar atması gerekebilir. Bu süreçte, hem hastaların hem de sağlık çalışanlarının hakları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapıcı bir diyalog ortamı oluşturulması önem taşımaktadır. Sağlık sektöründe yaşanan gelişmelerin toplum sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olduğu unutulmamalı ve tüm paydaşların bu sürece katkı sağlaması gerekmektedir.