Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Resmi Gazete’de yayımlanan Tam Otonom Araçların Otonom Sürüş Sistemine İlişkin Motorlu Araçların Tip Onayı Hakkında Yönetmelik, sürücüsüz araçların kullanımına ilişkin yasal ve teknik altyapıyı belirledi. Daha önce otonom araçlarla ilgili yasal bir düzenleme olmamasına rağmen, bu yönetmelikle otonom araçların gereksinimleri, test prosedürleri ve onay süreçleri yasal çerçevede yerini aldı. Avrupa Birliği’nin 2022/1426 sayılı tüzüğü temel alınarak hazırlanan düzenleme, M ve N kategorisindeki araçlar için otonom sürüş sistemlerine standart getiriyor. Bundan sonra Türkiye’ye gelen ve tam otonom sürüş sistemlerine sahip araçlar, belirlenen kriterlere uygunluğunu kanıtlamak için tip onayı almak zorunda kalacak. Ayrıca, düzenlemeye göre otonom araçlar üç farklı kullanım senaryosunda değerlendirilecek.

Otonom sürüş sistemleri genellikle beş farklı seviyede sınıflandırılır. Her seviye aracın sürüş işlevlerinin belirli bir kısmını veya tamamını otomatikleştirir. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada her yıl 1.35 milyon ölümlü trafik kazası meydana gelir ve 50 milyon kişi trafik kazalarında yaralanır. Bu kazaların yüzde 95’i insan hatasından kaynaklanmaktadır. Otonom sürüş sistemlerinin bu tür kazaları önemli ölçüde azaltması beklenmektedir.

Otonom araçlar, gelecekte trafik güvenliğini artırmak ve sürücülerin yükünü hafifletmek için önemli bir rol oynayabilir. Bu tür teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte, trafik kazalarının sayısının azalması ve insan hayatının korunması hedeflenmektedir. Ancak, otonom araçların kullanımıyla ilgili bazı endişeler de bulunmaktadır. Örneğin, bu araçların veri güvenliği konusunda yeterli korumaya sahip olup olmadığı ve acil durumlarda nasıl tepki vereceği gibi sorular gündeme gelmektedir.

Türkiye’de otonom araçların kullanımıyla ilgili düzenlemelerin hayata geçirilmesi, ülkenin teknolojik altyapısını güçlendirebilir ve otomotiv endüstrisine yeni fırsatlar sunabilir. Bu tür yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması, Türkiye’nin rekabet gücünü artırabilir ve ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir. Bu nedenle, otonom araçlarla ilgili düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve teknolojinin güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılması önem taşımaktadır.