news-10112024-082649

Ziya Gökalp, sosyolog ve düşünür, 100 yıl önce hayatını kaybetti. Yenigün gazetesinin kültür-sanat ilavesi Şehrin Hafızası, son sayısını Ziya Gökalp’e adadı. Gökalp’in mefkure anlayışını açıklayan Anuş Gökce, mefkurenin düşünce idealini temsil ettiğini belirtti. Gökalp’e göre mefkure, toplumsal heyecan ve şuur demektir. Ona göre, mefkure kaos ortamlarında doğar ve güçlenirken, huzur ortamlarında zayıflar. Gökalp, mefkurenin canlı tutulması için çocukların Türk kültürü ile yetiştirilmesi gerektiğini savunmuştur.

Gökce ayrıca, Gökalp’in Osmanlı Devleti’nde mitolojiye başvurduğunu ve Türk milletine milli bir güç ve şuur aşıladığını ifade etti. Gökalp, mefkureyi Türk Mucizesi olarak açıklamış ve ona göre mefkure gökten inen kutsal bir ışıktır. Gökalp, Türk milletini, iktisaden, ilmen, lisanen ve dinen yükseltmek ve Avrupa medeniyeti seviyesine çıkarmak için çalışmıştır.

Doç. Dr. Rahimova Bekpaşşa ile Öğretim Görevlisi Bahtiyarova Muhlisa ise Gökalp’in hayatını ve çalışmalarını ele aldı. Gökalp’in dini ve seküler ilimler üzerine eğitim aldığı ve Türk milletlerinin kültürel ve manevi birliği için çalıştığı belirtildi. Türk milleti kavramının çok eski çağlardan beri var olduğu vurgulandı ve Cedidlerin Türk milletinin birliği için çalıştığına dikkat çekildi.

Hale Gürbüz, Ziya Gökalp’e ve halk bilimine odaklandığı makalesinde, Türk milletinin tarihi ve medeni hususiyetlerini önemsediğini belirtti. Prof. Dr. Mehmet Serdar Yılmaz da Gökalp’in düşünce dünyasını ele aldı ve Batı Avrupa’da ortaya çıkan tarihi ve toplumsal gelişmeler ışığında Osmanlı Devleti’ni incelediğini açıkladı.

Son olarak, Dr. Nazlı Rana Gürel Türkçe üzerine bir makale kaleme aldı. Türkçenin önemine vurgu yapan Gürel, Batı’nın Türkçe üzerine yaptığı detaylı araştırmalara dikkat çekti ve Türkçenin kullanan kişilerin doğuştan şanslı olduğunu belirtti. Türkçenin zeka ile ilişkilendirildiğini vurgulayan Gürel, dilimizi ve kültürümüzü korumanın önemine değindi.

Bu makaleler, Ziya Gökalp’in düşüncelerini, Türk milletinin birliğini ve Türkçenin önemini ele almaktadır. Gökalp’in mefkure anlayışı ve Türk milleti üzerindeki etkisi vurgulanırken, Türkçenin korunması ve geliştirilmesi gerekliliği de ön plana çıkmaktadır. Türk kültürü ve tarihine yapılan vurgular, okuyucuların Türk mirasına olan ilgisini artırabilir ve milli kimlik bilincini güçlendirebilir.